ASSITEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik
Tiyatroları Birliği) tarafından 2001 yılında ilan edilen ‘Dünya Çocuk ve
Gençlik Tiyatroları Günü’ 13 yıldır tüm dünyada çocuk tiyatrosu yapan
oyuncular, yönetmenler, yazarlar, akademisyenler ve onların bu özel
günde buluşabildikleri izleyici çocuklar, eğitimciler ve ebeveynleri
tarafından kutlanmaktadır.
Günümüzde yozlaşmanın, kolaycılığın,
ucuz ve popüler olanın, tüketici ve tüketimci AVM kültürünün yaygın
olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak çocuk ve gençlerin yaşama ve oyun
oynama, nitelikli sanat ürünleriyle buluşma hakkı, her ne gerekçeyle
olursa olsun ellerinden alınmamalıdır. Kirli savaşlar ve vaktinden önce
gelen ölümler zaman yitirmeden önlenmeli ve sanatın başat gücü yediden
yetmişe tüm bireylerin paylaştığı rengârenk bir gökkuşağına
dönüştürülmelidir. Çocuk ve gençlerin tiyatro sanatından pay almaları
sağlanmalı, sanatsal düzeyi yüksek tiyatro eserleriyle buluşmaları için
olanak yaratılmalıdır. Çünkü bu yöntem ve politikayla, sanatın
değiştirici ve dönüştürücü gücü yetişen kuşaklarca kabul görecek ve
geleceğin mutlu, barış dolu ve özgürlüğe yelken açmış dünyası bu günden
hazırlanacaktır. Onlara, kendilerini geliştirme haklarının olduğunu hiç
değilse bugünden hatırlatmalı ve bu kutsal haklarını biz sanatçılar
olarak sonuna kadar savunmalıyız.
Bugün ASSITEJ, 90’dan fazla ülkede
çocuk ve gençlik tiyatrosu yapan sanatçıları, yazarları ve
akademisyenleri birbirine bağlayan bir ağa sahiptir. Kuruluşumuz, tüm
çocukların sanatsal yollarla kendilerini geliştirme haklarına sahip
çıkmaktadır. Onlara sunulan tiyatronun yüksek kalitede gerçekleşmesi
adına çocuk ve gençlik tiyatroları çalışanları özendirilmektedir.
ASSITEJ’in nihai hedefi elbette ki eşitliğin, barışın, sağlıklı
eğitimin, kültürel yapılanmanın yanı sıra, ırklar arası uyumu
geliştirici ve birleştirici bir çatı olma işlevidir. Çabamız bu temel
beklentiler doğrultusunda, bu bayrak yarışını elden ele sürdürmekle
ifade edilebilir.
Her zaman olduğu gibi bu yıl da
Uluslararası ASSITEJ, teorik ve pratik olarak çocuk ve gençlik
tiyatrolarının gelişmesi için siyasal bir taraf olmaktadır. ASSITEJ,
çocuk ve gençlerin gücünü ve toplumun gelişimine katkıda bulunma
kapasitelerini ve bu kapasitelerini ortaya koyma isteklerini onaylayan
bütün ulusal ve uluslararası organizasyonları ve yetkilileri, dünya
çapında kutlanan bu günü kabul etmeye ve desteklemeye çağırmaktadır.
Çocuk ve gençler için nitelikli tiyatro
yapanlar, çocuk ve gençlerin umutlarını, hayallerini, korkularını ve
coşkularını sahneye taşıyarak onlara olan saygılarını ifade etmiş
olurlar. İçtenlikle tiyatro yapan, yaptığı işi ciddiye alan ve işine
saygı duyan bu tiyatrocular çocuk ve gençlerin deneyim kazanmasını
sağlarken onlarda zekâ, duygu, mizah ve hayal gücünü geliştirir,
derinleştirir; özsaygı, hoşgörü, özgüven ve özgür düşünmeyi
cesaretlendirir. Bunların da ötesinde, çocuk ve gençlik tiyatrosunu
küçümsemeden ve göğüslerini gererek yapan tiyatrocular genç kuşakların
toplum içinde kendi yerlerini ve seslerini bulmalarına yardımcı olurlar.
ASSITEJ Türkiye Merkezi olarak, bu
konuyla ilgili herkesi; çocuk ve gençlerin yaşama haklarının yanı sıra
sanat ve kültürel etkinliklerden zevk alma ve bunlara özgürce katılma
hakkını; kültürel ortaklık hakkını; çocuk ve gençlik tiyatroları
alanında çalışan kişileri geleceğimizi desteklemeye çağırıyoruz.
Saygılarımla,
Haluk Yüce
ASSITEJ Türkiye Merkezi Başkanı
Oyuncu, Kuklacı ve Yönetmen
Not: Aşağıda sırasıyla oyuncu ve
yönetmen Ayşe Selen’in yazdığı 20 Mart Türkiye bildirisini, Dr. John
Kani’nin yazdığı Uluslararası 20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları
Günü bildirisini ve Uluslararası ASSITEJ Başkanı Yvette Hardie’nin bu
özel gün için yazdığı mesajı bulabilirsiniz.
20 MART DÜNYA ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARI GÜNÜ TÜRKİYE BİLDİRİSİ
Merhaba!
İçindeki yetişkinle yaşayan çocuklar; merhaba!
Yetişkinleri tiyatroya götürün, tutun elinden her birinin, götürün tiyatroya. Sahnede izlediğiniz oyunun seyirlik bir oyun olup olmadığını bilirsiniz siz, anlarsınız. Yetişkinlere de öğretin, anlatın…
İçindeki yetişkinle yaşayan çocuklar; merhaba!
Yetişkinleri tiyatroya götürün, tutun elinden her birinin, götürün tiyatroya. Sahnede izlediğiniz oyunun seyirlik bir oyun olup olmadığını bilirsiniz siz, anlarsınız. Yetişkinlere de öğretin, anlatın…
İçindeki çocukla yaşayan yetişkinler; merhaba!
Sizi tiyatroya götüren çocuklara ayak uydurun, kendinizi onların rehberliğine bırakın, onların dediklerine kulak verin…
Sizi tiyatroya götüren çocuklara ayak uydurun, kendinizi onların rehberliğine bırakın, onların dediklerine kulak verin…
İçindeki yarım çocuk yarım yetişkinle
yaşayan gençler; merhaba! Ne yazık, sizler için o kadar az şey yapılıyor
ya da yapılabiliyor ki, bir an önce yaş almaya bakın…
Çocuklara ve/veya gençlere tiyatro yapan arkadaşlar; merhaba!
Vicdanınızın sesini dinleyin, öyle tiyatro oyunları oynayın, öyle tiyatro oyunları üretin ki, bunların seyri, sefa isteyenlere neşe; hakikati görmek isteyenlere ise ibret versin.
Vicdanınızın sesini dinleyin, öyle tiyatro oyunları oynayın, öyle tiyatro oyunları üretin ki, bunların seyri, sefa isteyenlere neşe; hakikati görmek isteyenlere ise ibret versin.
Alfred Jarry, genç yaşta yazdıklarıyla
yetişkinlerin dünyasını sarsan bir yazar. Onun, “Zincire Vurulmuş Übü”
adlı oyununda yer alan bir cümle var: “(…) görüyoruz ki küçük çocukları
güldüren şeyin, büyük insanları korkutma tehlikesi var.(…)”
Mizah, üzerinde yaşadığımız topraklarda başımıza gelenlerin üstesinden gelebilmemiz için güçlü bir araç. Gülümseme ve gülme her insana yaraşan bir ifade. Gülümsemeniz eksik olmasın yüzünüzden.
Mizah, üzerinde yaşadığımız topraklarda başımıza gelenlerin üstesinden gelebilmemiz için güçlü bir araç. Gülümseme ve gülme her insana yaraşan bir ifade. Gülümsemeniz eksik olmasın yüzünüzden.
AYŞE SELEN, Oyuncu ve Yönetmen
20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü Uluslararası Bildirisi
Yazan: Dr. John Kani’nin Mesajı
İngilizce’den Türkçe’ye Çeviren: Özgehan UŞTUK (ASSITEJ Türkiye Merkezi)
Yetmiş sene önce doğdum. Port
Elizabeth’in hemen dışında New Brighton kasabasında büyüdüm. Benim ve
birçok arkadaşım için hayat uyanmak ve eğer çok şanslıysak okula
gitmekten ibaretti. Aksi halde, kasabanın sokaklarında dolaşıp durmak ve
hayatınızın çok zalim, ırkçı bir sistem tarafından ziyan edildiğini
izlemekten başka bir şey yapamazdınız. Ailelerimiz için bizi okula
götürmek gibi bir zorunluluk mevcut değildi ve eğitim için para ödemek
zorundalardı.
Bir gün, İngilizce öğretmenimiz, Port
Elizabeth şehrindeki opera evinde sahnelenecek olan William
Shakespeare’in Macbeth oyununun bir prodüksiyonunu izlemek için bizi
şehre götürdü. Hepimiz çok heyecanlıydık. Yok, yok, oyun
izleyeceğimizden değil; bu şehre gitmek için müthiş bir fırsattı. Dört
gözle beklediğimiz şey otobüs yolculuğuydu. Tiyatroda koltuklarımıza
oturduk, salon ışıkları yavaşça söndürüldü. Perdeler açıldı ve büyü o
zaman başladı. Gerçek bir tiyatrodaki ilk tecrübemdi. 1958’deki o günden
sonra hayatım asla bir daha aynı olmadı. Oyunu çok fazla anlamamış
olsam da, orada, o tiyatroda olmak bana kendimi sahnede gerçekleşen
büyünün bir parçasıymışım gibi hissetmemi sağladı. Kendimi oyun ve o gün
yaşadığım tecrübe hakkında konuşup durmaktan alıkoyamadım. Hatta bir
anlığına, bütün ırkçılık hikâyesini bile unutmuştum; fakirliği görüp
koklayabileceğin o küçük kasabada yaşıyor olduğum gerçeğini bile
unutmuştum. Sadece kendi hayal gücü dünyama bir yolculuk değildi bu;
aynı zamanda daha büyük imkânların olduğu bir dünyaya yolculuktu.
Biliyorum ki eğitim her şey için geçerli bir anahtardır. Tiyatro sizin
kendi hayal gücünüze açılan kapının anahtarıdır. O günden sonra kendime
bir söz verdim: bir gün bu sahneye çıkacağım ve her akşam uyumadan önce
büyükannemin bana anlattığı hikâyeleri anlatacağım.
Bir çocuğu tiyatroya götürmek, o çocuğun
duyulmayı istemesi için onu güçlendiren bir hediyedir. Bu onun, bir gün
anlatacağı bir hikâyesi olduğuna inanmasını sağlar.
Dr. John Kani
Yazar – Oyuncu – Yönetmen, Küresel Sanat Elçisi
20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü Uluslararası ASSITEJ Başkanı’nın mesajı
Yazan: Yvette Hardie
İngilizce’den Türkçe’ye çeviren: Hanife Schulte (ASSITEJ Türkiye Merkezi)
BUGÜN BİR ÇOCUĞU TİYATROYA GÖTÜR KAMPANYASI 2014
Nelson Mandela’nın unutulmayan
sözlerinden biri şöyledir: “Bizler çocukların yönlendirilmeye ihtiyacı
olduğu düşüncesini anlıyor ve destekliyoruz. Ayrıca, çocuklar
istedikleri şeyi olmak gibi değiştirilemez bir hakka sahiptir. Ve
çocuklar olmak istedikleri şeyi, ancak kendilerine hâyal edebilecekleri
ve hâyallerini sonuna kadar yaşayabilecekleri imkânlar sunulduğunda
gerçekleştirebilirler.” ASSITEJ, tiyatronun çocuklara hâyal
kurabilecekleri ve hâyallerini yaşayabilecekleri imkânlar sunduğuna
inanır.
Mandela’nın çocuklarla ilgili
düşünceleri, bir insan ve bir lider olarak Mandela’nın özünü oluşturur.
Çocuklarlarla olan ilişkilerine bakıldığında, Mandela’nın derinlikli ve
önyargısız insanlık anlayışının ortaya çıktığı görülür. Onun oyuncu
kişiliği, mizah ve eğlence yeteneği, çocukları ciddiye alan saygılı
tutumu, sahip olduğumuz en güçlü araç olan eğitim konusundaki ateşli
inancı, dünya liderlerinin huzurunda dahi olsa her zaman çocuklar için
zaman ayırma konusundaki kararlılığı, yaptığı bağışlarla çocuklara olan
adanmışlığı Mandela’nın bıraktığı mirasa damgasını vuran özelliklerdir.
Çocuklara “hâyal kurabilecekleri
imkânlar” sunan tiyatrocular olarak, seyircimize Mandela’nın gösterdiği
gibi tevâzu, saygı, oyun anlayışı, onların yeteneklerine olan inanç ve
mizah duygusu ile yaklaşıyor muyuz? Bunun da ötesinde bütün çocuklara
sınıf, ırk, din gibi hiçbir ayrım olmadan yeteri kadar ve beklenilenin
de ötesinde hâyal kurma imkânları sunuyor muyuz?
2014 yılı, Çocuk Hakları Beyanname’sinin
25. yıldönümüdür. Bu beyanname, bugüne kadar yapılmış en kapsamlı ve
eksiksiz çocuk hakları beyanı olmakla birlikte tarihte geçerliliği en
çok kabul gören uluslararası insan hakları antlaşmasıdır. Pek çok
milletin bu anlaşmayı imzalamasına rağmen, kaç millet bu anlaşmanın
hakkını vererek çocuk haklarını ciddiye almıştır? Bu anlaşmaya imza atan
milletlerden kaçı, 31. maddenin – “dinlenme, eğlenme, oynama, eğlence
aktiviteleri, kültürel yaşam ve her türlü sanat bütün çocukların
hakkıdır” – ne anlama geldiğini anlamıştır? Kaç millet, bu hakları
hayata geçirebilmek için yatırım yapmıştır?
Çocuk haklarını anlamak ve bu hakları
hayata geçirmek sadece ulusların görevi değildir. Biz tiyatrocuların da
görevidir. 20 Mart, Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü’nde,
ASSITEJ, herkesi devam etmekte olan “Bugün Bir Çocuğu Tiyatroya Götür”
kampanyasına davet etmektedir. Dokunabildiğin her çocuk ve genç için
farklılık yaratabilecek olan SENSİN. Onlara hâyal kurabilecekleri
imkânlar sun. Onları tiyatroya getir ya da tiyatroyu onların ayağına
götür! Yeter ki, bu sihirli dokunuşların gerçekleşmesini sağla!
Mandela’nın da dediği gibi “Tarih bizi, çocukların yaşamlarında yaptığımız farklılıklarla yargılayacak.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder